Üstadımız

Ustadımız (Malaburo) kısaca hayatı…

Tarih bir çok insana, ve bu insanların bir birinden farklı hikayelerine şahitlik etmiştir. İnsan farklıdır. Umutlarıyla, hayalleriyle. Hikayesi de farklıdır. Adilcevaz Anadolunun yüzlerce şirin ilçesinden biri öyküleriyle, hikayeleriyle.Adilcevaz’ın kendine has hikayesinden başka bir de he insanın ayrı bir hikayesi vardır. Son icadının maketi ile “malaburo”.

Yerel tabirle “MALABURO” belkide bu hikayelerin en uçta olanına sahip renkli bir kişiliktir. Her Adilcevazlının belleğinde ünü yayılmıştır. Tanımayanı yoktur. Mucittir, kaynakçıdır. Sandal yapar, yat yapar, yörenin en güzel bastonarını yapan gene Malaburo’dur. 1924 yılında doğan Mehmet BİROL ailenin en büyük çocuğudur. Ailesinin maddi durumu pek iyi olmayan Mehmet Birol küçük yaşlardan itibaren çalışmaya başlar. Babasını vefat etmesiyle küçük yaşlarda ailesinin yükünü omuzlarında hisseder. Yılmaz, sürekli çalışır. Ama büyük hayalleri vardır. Sürekli en iyiyi ve en bilinmezi arayan ustanın mucit kişiliği bu yaşlarda ortaya çıkar. Eline geçen her gazete parçasını her kitabı özenle okuyup, titizlikle saklayan Malaburo hergün kafasında birşeyler tasarlar, onları kurar, belkide çalıştırır. Ama maddi imkansızlıklar bir türlü kafasında geliştirdiği projelerini hayata geçirmesine izin vermez.

https://www.bastoncu.com/wp-content/uploads/mehmet-birol-214x300.jpg

1938 yılında ruslardan kalma sarı top mermilerini su doldurup ateşte kaynatarak patlatır. buharın gücünü keşfeden Malaburo, bu konularda çizimler yapar kendince. Bunları bir Amerikalıya gösterir. Amerikalı turist çok ilgilenir ve çizimleri alıp götürür. Kendisini de çağıracağını söyler. Ama ne Amerikalıdan ne de çizimlerden bir haber alamaz. Taki 25 yıl sonra bir amerikan mecmuasında kendi geliştirdiği projeye tıpatıp benzeyen bir proje görünceye kadar. Bu hayali başkaları tarafından gerçekleştirilmiştir. Hem de kendi tasarımından 25 yıl sonra. Boşa geçecek bir saniyesi dahi olmadığını düşünen malaburo dere sularının akıp gitmesini değerlendirme projesini geliştirmiş, fakat gerekli destekten ve maddi imkansızlıktan dolayı bu proje de sadece düşüncelerinde kalmıştır. Kimbilir biz yıllar sonra bize anlatılan fakat anlamadığımız projeyi hangi ülkenin hangi mecmuasında görecek ve tebessümle hatırlayacağız ustayı acı da olsa. Dere sularında baraja gerek olmadan elektrik üreten projeyi. Sürekli kazandıklarını hayallerine yatıran usta geçim sıkıntısıyla karşı karşıyadır. Bu aşamada Esat Bey adındaki ilçenin ileri gelenlerinden birisi kendisine 13 beygir gücünde bir motor alır. Malaburo bu motorun parasın bir yıl içersinde kendisine geri öder. Önce marangozlukta kullanır motoru kendine has buluşlarıyla. Ama zamanla sıkılır. Sürekli bir şeyler yapmak zorunluluk olmuştur onun için. 1962 yılında aynı motorla bir helikopter yapıp tüm kısıtlı imkanlara rağmen uçurmayı başarır. Ama destekleyeni ve maddi imkanı olmadığı için bunu da uçurmaktan öteye gidemez.

Müracaatları olur gerekli mercilere. Ama gerekli ilgiyi bulamaz. Bulamaz çünkü ilkokul mezunudur. Aynı motorla bulgur üğütme makinası yapar. Bundan iyi para kazanır. Çünkü yörede dalında tektir. Buluşunun patentini alır. 1975 yılında artık taklitleri çoğalmıştır. Bundan dolayı tazminat bile alır usta. Bir de yat yaptı usta kısıtlı imkanlarıyla. Van gölünün sularında hayallerine doğru yatıyla ve guruyla yol aldı.

Değirmencilik oldu geçim kaynağı. Ama bastonculuğu da bırakmadı hiç bir zaman. Geleceğe taşıdı belkide oğullarına öğreterek. Usta 1997 yılında hacca gitmek isterken hayalleri ve umutlarıyla ve gerçekleştirmek isteyip te yapamadığı buluşlarıyla hayata veda etti. Allah rahmet eylesin.